Jakarta - Emzirmenin annelerin bebeklerine çok bağlı olduğu bir dönem olduğu varsayımını hiç duydunuz mu? Aslında, bu varsayım tamamen yanlış değildir. Annenin sağlık durumunun bebeğin durumuyla çok ilgisi vardır.
Annenin stres veya depresyon duyguları yaşadığı zamanlar dahil. Durumun 'bulaşıcı' olduğu ortaya çıkıyor ve bebeğe de bunu hissettiriyor. Bunlardan biri, stresin anne sütü üretimini (ASI) engelleyebilmesidir. Ayrıca annenin yaşadığı stres bebek tarafından da hissedilebilir.
Aslında, yaşamın ilk 1000 gününde bebeğin beyni büyüme ve gelişme yaşıyor. Ve stres kesinlikle bu büyümeyi etkileyebilir ve engelleyebilir.
Bir anneyi stresten ayırmak gerçekten de zordur, ancak belirli anlarda emzirmeyi daha sorunsuz hale getirmek için sakinleştirici aktiviteler yapın. Normalde anneler her gün 550-1000 ml kadar anne sütü üretebilir. Prolaktin ve oksitosin hormonları dahil olmak üzere süt üretimini etkileyebilecek çeşitli faktörler vardır.
Anne stres altındayken süt memede kalır ve akmaz. Bunun nedeni oksitosin hormonunun düşmesidir. Bu nedenle emziren anneler rahat, sakin ve rahat olmalıdır.
Anneler emzirirken stres seviyelerini azaltmak için uyumak, arkadaşlarla buluşmak ve egzersiz yapmak gibi çeşitli aktiviteler yapabilirler. Bu etkinliklerin bir kısmının stres düzeylerini azaltmada ve anneleri emzirme sırasında daha rahat hale getirmede etkili olduğu gösterilmiştir.
Hamilelikte Stres
Aslında anne üzerindeki stres emzirmeden çok önce başlar. Bazı anneler hamilelik sırasında depresyon bile yaşamıştır. Hamilelik sırasında stres uygun şekilde yönetilmezse, anne ve fetüsün sağlığı üzerinde bir etkisi olabilir. Aşağıdakiler hamilelik sırasında oluşan stresin etkileridir.
- Fetal Beyin
Çok yüksek stres, fetal beyin gelişimini etkileyebilir. Özellikle hamilelik sırasında yaşanan stres oldukça şiddetli ise. Kronik stres, fetal beyin oluşumunda anormalliklerin ortaya çıkmasına büyük ölçüde katkıda bulunur. Bu bozukluk, bebeğin büyümesinin devamında davranışsal sorunları tetikleyebilir.
- Düşük Bebek Ağırlığı
Hamilelik sırasındaki stres, bebeklerin düşük doğum ağırlıklı doğmasına neden olabilir. Bu aynı zamanda fetal büyüme ve gelişme üzerinde de bir etkiye sahip olacaktır. Düşük doğum ağırlıklı doğan bebeklerde rahme giden kan akımının azalmasına bağlı olarak, daha şiddetli düzeyde bile bu durum fetüste kusurlara neden olabilir.
- Erken doğum
Stres yaşayan hamile kadınlar da plasenta çevresinde sorunlar yaşayabilir. Anne özellikle ilk trimesterde stres yaşadığında, plasenta kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) üretiminde bir artış yaşar.
Bu hormon, hamilelik süresini ve doğum süreciyle tanışmadan önce ne kadar sürdüğünü düzenlemekten sorumludur. Hamile kadınlar stresliyse, bu hormonların seviyeleri olması gerekenden daha yüksek olacak ve erken doğuma neden olacaktır. Bu durum erken doğum olarak bilinir.
- Oksijen eksikliği
Anne stresli olduğunda ve çok fazla düşünceye sahip olduğunda fetüsün oksijen kaynağı azalacaktır. Çünkü anne stres yaşadığında ortaya çıkan kaygı, vücudu stres hormonları üretmeye teşvik edecektir. epinefrin ve norepinefrin. Bu hormon fetüsü etkileyecek ve rahme oksijen tedarikini azaltacaktır.
Sağlık sorunları ile ilgili şikayetleriniz varsa ve doktor tavsiyesine ihtiyacınız varsa uygulamayı kullanabilirsiniz. . Anne aracılığıyla doktorla iletişim kurabilir Sesli/Görüntülü Arama ve Sohbet etmek. Anneler ayrıca sağlık ürünleri satın alabilirler. . Siparişler bir saat içinde evinize teslim edilecektir. Haydi, indirmek şimdi App Store ve Google Play'de.